Uykusuz geçen bir gecenin sabahında mışıl mışıl uykuya dalarsa insan tabii ki de öğlene doğru yarı aklı gönlü kalbi uykuda yatakta kalaraktan kalkar. Gece boyunca zalim diken olup batan yatak ve bilumum yastıklar uyku gelince de yumoş yumoş oluvermiyorlarmı çok şaşırıyorum.
Yatak aynı,yastık aynı .Ruh var ya ruh o bana oyun eden o. Suçluyu bulsakta yapcak bir şey yok ki:)Vakit kalmadı iki gün sonrasına misafirimiz gelecek kaç zamanlardır tembelliğimin tavan yapan duvarlarında eyleşmek pek güzeldi de artık kollar dirseklere kadar sıvanmalı deyip giriştim işlere.
Yani bir nevi ücretsiz hizmetçilik desek adını koysak bizim evin amme işleri için:))Süpürgeyi açtım süpürürken temizliğin kokularını almak şevklere geliyorum yeminlen .Tam o sırada bahçeden kütt gümm sesleri gelince hayırdır deyip,bir iki sesleri dinledim.
Kesilince seslerin sesi devam ettim süpürge işlerine.Kapıları,camları açtım o mis bahar havasının kokuları içerilere doldu da ah zalim güneş vurma,yansıtma acımasızca o ışığını sehpaların,aynaların,masaların üzerine bütün ayıbım olanca kepazeliği ile çıkıyor gün ışığına.
Katmerlenmiş bizim evin tozları :)Sokak kapısını açtım minik halıyı silkelemek için de aaa o ne olamaz deyip kanın beynime çıktığını hissettim resmen.Mahallenin fırlamaları bunlar çocuk olamazlar fırlama bunlar koca saksıyı al yerinden ters yüz et kır içindeki çiceği ile beraber:((
Nasıl içim acıdı,nasıl üzüldüm nasıl böyle çocuklar yetiştiriyorlar bu anne ve babalar diye söyleniyorum.O hırsla çıktım evden görürsem geberteceğim onları laflarımla sözlerimle.Ta öbür sokaktan çıktım diğer sokağın başına .Bir baktım ooo bizim komşular sırtlarında hırkalar şallar oyhh baharın tadını başlamışlar çıkartmaya.
Türk Kahveleri ve suları süslemiş bahçedeki masalarını bir minik tabakta da lati lokumları görünce anam babam olan çıldıran duman attıran hırsım öfkem nasıl da yelkenleri indiriverdi .Özlemişim komşularımı baharı,bahçelerde oturup kahve içmeleri.Ne güzel ne keyifli bir yarım saat geçirdim yanlarında .
Ahhh kahrolası işler nankör işlerim olmasaydı daha da otururdum da işlerin sorumluluğundan kös kös döndüm eve ve kaldığım yerden devam ha gayret az kaldı bitmelerine sırada akşam yemeği telaşı var daha.Bir şey diyesim var.
Sevemedim,alışamadım bunca yıllardır ev kadınlığına hatta bıktım çok bıktım yaa:((Babasını sattığımın dünyasına erkek olarak gelmek varmış:) Anasını satmam yeter artık isyanlardayım hep bizleri ezmelerine ,sömürmelerine şu erkek milletinin :))
Yatak aynı,yastık aynı .Ruh var ya ruh o bana oyun eden o. Suçluyu bulsakta yapcak bir şey yok ki:)Vakit kalmadı iki gün sonrasına misafirimiz gelecek kaç zamanlardır tembelliğimin tavan yapan duvarlarında eyleşmek pek güzeldi de artık kollar dirseklere kadar sıvanmalı deyip giriştim işlere.
Yani bir nevi ücretsiz hizmetçilik desek adını koysak bizim evin amme işleri için:))Süpürgeyi açtım süpürürken temizliğin kokularını almak şevklere geliyorum yeminlen .Tam o sırada bahçeden kütt gümm sesleri gelince hayırdır deyip,bir iki sesleri dinledim.
Kesilince seslerin sesi devam ettim süpürge işlerine.Kapıları,camları açtım o mis bahar havasının kokuları içerilere doldu da ah zalim güneş vurma,yansıtma acımasızca o ışığını sehpaların,aynaların,masaların üzerine bütün ayıbım olanca kepazeliği ile çıkıyor gün ışığına.
Katmerlenmiş bizim evin tozları :)Sokak kapısını açtım minik halıyı silkelemek için de aaa o ne olamaz deyip kanın beynime çıktığını hissettim resmen.Mahallenin fırlamaları bunlar çocuk olamazlar fırlama bunlar koca saksıyı al yerinden ters yüz et kır içindeki çiceği ile beraber:((
Nasıl içim acıdı,nasıl üzüldüm nasıl böyle çocuklar yetiştiriyorlar bu anne ve babalar diye söyleniyorum.O hırsla çıktım evden görürsem geberteceğim onları laflarımla sözlerimle.Ta öbür sokaktan çıktım diğer sokağın başına .Bir baktım ooo bizim komşular sırtlarında hırkalar şallar oyhh baharın tadını başlamışlar çıkartmaya.
Türk Kahveleri ve suları süslemiş bahçedeki masalarını bir minik tabakta da lati lokumları görünce anam babam olan çıldıran duman attıran hırsım öfkem nasıl da yelkenleri indiriverdi .Özlemişim komşularımı baharı,bahçelerde oturup kahve içmeleri.Ne güzel ne keyifli bir yarım saat geçirdim yanlarında .
Ahhh kahrolası işler nankör işlerim olmasaydı daha da otururdum da işlerin sorumluluğundan kös kös döndüm eve ve kaldığım yerden devam ha gayret az kaldı bitmelerine sırada akşam yemeği telaşı var daha.Bir şey diyesim var.
Sevemedim,alışamadım bunca yıllardır ev kadınlığına hatta bıktım çok bıktım yaa:((Babasını sattığımın dünyasına erkek olarak gelmek varmış:) Anasını satmam yeter artık isyanlardayım hep bizleri ezmelerine ,sömürmelerine şu erkek milletinin :))
Bir afilli afilli demlenmiş çayı haketmişimdir değil mi?:))Kendimi şımartma zamanıdır şimdi:))Sonrasında akşam yemeği faslı,yatana kadar devam çalışmaya .Mesaisi yok izini yok:) Bu ev kadınlığında bizleri müebbete mahkum edenler kimler?? Bir bilebilsem:))
Ya deme, dur ben daha ev kadini olacagim krakerim yaa:) saksiyi deviren bebeleri bulamamissin ama yoksa yazardin, degil mi:))
YanıtlaSilAhh ah haa ha var ya kahve muhabbetlerini görünce çocuklar filan uçuverdi gitti aklımdan Aslımsınım .Zaten onlar çoktan toz olmuşlardı:))Hadi bakalım müebbet ev kadınlarının sayısı bir tane daha artacak desene kalabalık olcaz .Oyy oy gelsin kısırlar gitsin börekler yaşasın beaaa:))
YanıtlaSilHepimizin hayatında bıkkınlıkları var. Hayat işte yaşatıyor diyorum ve geçiyorum şimdilik. Nüfus kağıdım eskidikçe tepkilerim ne yönde büyüyecek şimdiden tahmin edebiliyorum. Canım çay çekti. Gece gece... :))) Çok öpüyorum, selamlar...
YanıtlaSilCanım Yağmurum en kötüsü en güce gideni şu ev kadınlığının müebbet olması .Birileri (erkekler )alsa şu yükü omuzlarımızdan artık:))
YanıtlaSil