Vişnap

Karadeniz'in Balığı ...

4
Karadeniz'de palamutlar çıkıp,tezgahları süslemelere başlamışlar.
Görünce içim gitti.Bugünlerde sorsalar nereye gitmek istersin diye palamutların hatırına hiç düşünmeden Karadeniz'e derim.
Balık için mi demeyin ?
Evet sırf onun için gidesim geldi.
Geçen tanıdıklar gitmişlerdi cenaze için .
Dün aklımdan geçirdim gelirken palamut getirseler diye.
Hatta telefon edeyim diye duydum ki bizimkiler  çoktan yola çıkmışlar da Bolu'ya varmak üzereymişler:(
Neyse kısmet değil dedim .
Az önce oturuyorum evde ( zaten bugünler de bol bol ya oturuyorum ya da yatıyorum. ) 
Kapı açıldı gelen eşim. 
Elinde balıklar Allah'ım bak şu işe demek sen bana Karadeniz'in o lezzetli balığını yemeyi nasip etmişsin deyip sevindim mutlu oldum.
Bizim canım akrabalarımız gelirken BALIK getirmişler hem de bana  benim için ben yiyim diye.
Allah'ım içimden geçenleri onlara hissettirdin şükürler olsun.
Haaa bu arada bu  kadar zaman geçti eşim de mutfak işleri konusun da hiç bir gelişme yok:)
Mecburi geçti tezgahın başına baktım balıklar palamut değil alabalıkmış.
Olsun ben alabalığı da çok severim.
Yeter ki Karadeniz koksunlar.
Onları bir güzel yıkadı,yuğdu,süzdürdü.
Tavaya tereyağını aldı bol miktarda eritti tereyağını bir güzel cızır cızır.
Ben de  tam karşısında oturup seyrediyorum.
Arada undu ,yok oydu buydu nerede diye sordukca yardımcı oluyorum.
Masayı da kuruyor bir yandan.Bir an da mutfağı miss gibi tereyağı ve alabalığın kokuları sardı.
İşte  nar gibi tereyağında kızarmış alabalığım.Önce fotoğrafını çektim.
Gözlerini ve surat ifadesini sevemedim alabalığın.Fena asıktı suratı:)
Hatta taze nane yapraklarıyla suratını örtesim geldi bir an:)
Dayanamadım karnından çatalımla deştim başladım yemeğe.
Bir çatal darbesi bir tane bir tane daha derken orta kılçıklarında ki beyazcacık löp etlerini ellerimle yerken buldum kendimi.
 Hangi aralıkta çatalımı bırakıp elimle girişmişim balığı yemeğe.? 
Anlamadım hiç:)
Öylesine lezzetli olmuştu ki acaba eşimin elimi lezzetliydi ,yoksa bizim Karadeniz Alabalığı mı? Çıkaramadım.
Ardından da meyvesiz asla sofraya oturmayan eşim meyve tabağını da sofra da baş köşeye koymuştu .
Bahçeden organikti üzüm ve incirler.
Kuzenleri kopartıp getirmişler.Çok organik olduk çookkk:))
İncirler ağaçlarda olupta ballandılar mı bana mevsimin kışa doğru yol aldığını hatırlatır hep.
 Taş fırın ,odun ateşin de pişen ekmeğimiz de unutmayalım taa Göreleden gelmişti .
Gerçi ben  pek sevmem odun ateşin de pişen o kocaman devasa  ekmekleri..
Balığın üzerine tatlı ye dedi ııhh yemem asla balığa ihanet etmem  daha sonra belki dedim.
Canım benim çok  teşekkürler bu güzel süpriz yemek için.
Sana kolay gelsin ben  gideyim yatağa doğru.
Bak yine başladı huysuzlanmaya sol ayağım.
Uzat yanağından bir öpücük alayım tatlı niyetine byee .

4 yorum: Leave Your Comments

  1. balığa pek düşkünlüğüm yok,ama doğu karadeniz derelerinden çıkan alabalıklar var ya onu birde terayağında pişiriyorlar ya işte ozaman içine düşüyorum balığın:)

    YanıtlaSil
  2. Gülüm afiyet şeker olsun ne diyelim.Balık zaten çatallamı yenirmiş 10parmak dalarsın ancak tadı öyle çıkar
    :)

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Yılmaz işte ben de onu diyorum Karadeniz'in tereyağı ve alabalığı ikisi birbirlerini muhteşem tamamlıyorlar.Aslında bir de bahçede çalı çırpı ateşinde bir kara tava içinde pişeceklerdi ki işte o an parmakların akıbetini düşünemiyorum bile.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Canım Seyyahım bir gün umarım beraber ellerimizle yeriz alabalığımızı .Yanına da bir kırmızı soğanı kırdık mı ekmeğimizi de böldük mü .Arkadaşım tadından işte o zaman yenmez.

    YanıtlaSil