Küçük minik bir kız çocuğuydum.Koyu mavi robadan kesimli çok sevdiğim elbisem üzerimde elime verilen şeftaliyi yiyorum da beş basamaklı merdivenin 3.cü basamağında elbisemin eteklerini bacaklarımın arasına kıstırmışım eğilmişim.Yere doğru iki büklüm şeftalinin suları aka aka yemenin tadı ,keyfi yok artık günümüzde.
O akan suların bir damlasını bile üzerime damlatmadan yemenin keyfi hazzı ile gözlerim ışıldardı..Nasıl parlamaz gözler ?Bir görev bir öğretilen başarı ile tamamlanmıştır,asla üzerimize dökmeden yenecek o şeftali.Ki şeftalinin de gözü sulu damlaları hep akıp izini bırakmak için can atardı.İlla kendinden bir hatıra kalmalıydı elbisenin üzerinde koca bir şeftali lekesi:))
Şimdi ki anneler gibi değildi annelerimiz ya bizleri çok kolay buldular ya da nedendir bilmiyorum. Dayak cennetten çıkma der basarlardı tokatı:) Bir misafirliğe gittiğimizde tembihler evde başlardı gittiğimiz evde mum gibi oturmamız istenirdi:( Biz çocuklar cansız mankenlermiyiz ki mum gibi oturalım?
Söz verdiğimiz olur, dediğimiz sözler en fazla yarım saat sürerdi.Azmaların yaramazlık yapmaların keyfi ta ki kıçımıza ,suratımıza yediğimiz okkalı tokata kadar sürerdi.Can acırdı ki acırdı anlıyorumki hala bile acısı aklımdaysa demek eski anneler böyle şiddetini ayarlayamıyormuş tokatların..
O akan suların bir damlasını bile üzerime damlatmadan yemenin keyfi hazzı ile gözlerim ışıldardı..Nasıl parlamaz gözler ?Bir görev bir öğretilen başarı ile tamamlanmıştır,asla üzerimize dökmeden yenecek o şeftali.Ki şeftalinin de gözü sulu damlaları hep akıp izini bırakmak için can atardı.İlla kendinden bir hatıra kalmalıydı elbisenin üzerinde koca bir şeftali lekesi:))
Şimdi ki anneler gibi değildi annelerimiz ya bizleri çok kolay buldular ya da nedendir bilmiyorum. Dayak cennetten çıkma der basarlardı tokatı:) Bir misafirliğe gittiğimizde tembihler evde başlardı gittiğimiz evde mum gibi oturmamız istenirdi:( Biz çocuklar cansız mankenlermiyiz ki mum gibi oturalım?
Söz verdiğimiz olur, dediğimiz sözler en fazla yarım saat sürerdi.Azmaların yaramazlık yapmaların keyfi ta ki kıçımıza ,suratımıza yediğimiz okkalı tokata kadar sürerdi.Can acırdı ki acırdı anlıyorumki hala bile acısı aklımdaysa demek eski anneler böyle şiddetini ayarlayamıyormuş tokatların..
Bugün ben çok sıkılıyorum çok nereye gitsem hiç bir yer avutmayacak beni biliyorum ruhumu iyi tanıyorum.Belki iyi gelir dedim yazdım bir iki anımı lakin açmadı bu yazmalar da açmadı beni bugün...En iyisi kesip bitirmeli bu çırpınışları .Tamamdır..
Gececek ama krakerim. Ne mutluluklar me de sıkıntılar sonsuza kadar istesen de kalmiyorlar ki.
YanıtlaSilAslımsınım canımın içi biter bitmesine de bir diğeri başlar ki...Sen cansın.
YanıtlaSilKesip bitirmeden tamamdır artık benden bu kadar demeden inatla ve ümitle üzerine gideceğiz bu hayatın.
YanıtlaSilBizi yeyip bitirmesine,beynimizi kemirmesine izin vermeyeceğiz.
Ne kadar bıkkın olsak da,yorgun olsak da,sevmeyenleri güldürmeyeceğiz kendimize , zorluklara inat gülümseyeceğiz hayata.
Sevenlerimiz için kendimiz için tutunacağız hayata dimdik duracağız.
Kendimizi,düşüncelerimizi satmadan yılgınlığa, ümitsizliğe.Yürüyeceğiz ileriye ve daha iyiye doğru arkamıza aldığımız sevenlerimizin de bizim için yaptığı DUA'larının gücü ile.
Dualarım sizinle.
http://erkoc.blogspot.com/2012/02/kimi-uzgun-kimi-mutlu-is-te-bu-hayat.html
Sevgili ERKOÇ içten güzel samimi duygularınıza çok teşekkür ederim.Şu başımda dolanan gri bulutlara inat sandım bahar geldi havaya.Umarım hayatlar hep bir bahar havası içinde geçer. Teşekkürler.
YanıtlaSil