Merhaba gri gökyüzü,soğuk hava sen de ısınacaksın elbet.Beklerim o günlerini. Külfetin de bir nimettir bana.Bugün nedense tembelliğim üzerimde semt pazarı günü bugün amann boş ver marketler var deyip illa kaytaracağım ya bahanem hazır:)Telefon çalar açarım arkadaşım hadi Kadıköy'e gidelim mi? cıkkk gitmeyelim.
Çay içelim mi cıkkk nescafe içiyorum olmaz.Anladım sonunda ne istediğimi ben bugün yalnız kalıp geçmişteki hatıralarımla olmak istiyorum onları anacağım ,onlarla konuşacağım.
Cam önünde minik sehpam bir de acı klasik nescafem sıcacık içersi :) Ya soğukla mücadele edenler onlar aklıma gelince hep üzülürüm ben isterim ki herkesler istek duyduklarının hasretini çekmeden yaşasınlar.
Haydi gelin hatıralarım sizi beklerim şu an :)Bilmem hangi yıllardı bildiğim tek şey çocukken bayağı yaramaz olduğumdu.Hani kız çocukları evcilik oyununu çok severler filan vallahi ben nefret ederdim.Köşe bucak kaçardım evcilik delisi arkadaşlarımdan:)Gezeyim dolaşayım ağaçların dallarına asılıp sallanayım çok severdim.Bir de komşu teyzeleri kızdırmak en büyük eğlencemdi:)
Yaramaz çocuk olunca dayak anılarınız da çok oluyor.Bir gün de onları anlatırım:)Eskiden pazarımız sokak aralarına kurulurdu bayırlıktı tırman tırman bitmezdi yokuşları 3 tane girişi vardı.İlk baş girişte iri yarı siyahımsı derecede esmer bir amca olurdu.Ağzında da dudağının hemen alt sağ kenarında kocaman mor denecek koyuluktakocaman bir et parçası sarkardı.
Hep ürperirdim,korkardım ondan bilhassa da gözlerindeki o bakışlardan. Yine de sattığı üzümlü kurabiyelerden alalım diye annemin eteklerini çekiştirirdim.Ahhh ahhh ya bak neler geliyor aklıma birde annemin arkasına saklanırdım,beni görmesin diye çok korkardım görüntüsünden.
Hala O üzümlü kurabiyelerin tadını unutamam ya şekillerini böyle verevine verevineydiler.İlk sivri ucundan ısırırdım kocaman hem de ,verevler dümdüz olurdu anında:) Oysa şimdi hatırlıyorum da aslında o gözlerinde ki ifade hüzünmüş .Çocukluk işte minicik yaşlarda ,minik beyinler de hüzün ne arar ki hüznü ne bilir ki çocuklar ?
Sonralarında biz de tanıştık hüzünlerin envai çeşidi ile:(Adam sattığı üzümlü kurabiyelerinin derdin de ben neler kuruyorum o minicik kafamda sanki kuzguni siyahi wampirmiş te çocukların kanını emmişte o kanlar fazla gelince dudaklarından dışa sarkan kanlı et parçasına dönüşmüşte mış mışta mış:)
Çocukken hayallerde müthişmiş az mı perdeler rüzgardan kıpraştıkca arkasında saklananlardan korkmuştum:)Zırrr zırrrırrrrr hah tam zamanıydı kapı çalıyor şimdiyi buldu gelen gelmek için oysa daha neler anlatacaktım anılarımla ilgili:(
Yaramaz çocuk olunca dayak anılarınız da çok oluyor.Bir gün de onları anlatırım:)Eskiden pazarımız sokak aralarına kurulurdu bayırlıktı tırman tırman bitmezdi yokuşları 3 tane girişi vardı.İlk baş girişte iri yarı siyahımsı derecede esmer bir amca olurdu.Ağzında da dudağının hemen alt sağ kenarında kocaman mor denecek koyuluktakocaman bir et parçası sarkardı.
Hep ürperirdim,korkardım ondan bilhassa da gözlerindeki o bakışlardan. Yine de sattığı üzümlü kurabiyelerden alalım diye annemin eteklerini çekiştirirdim.Ahhh ahhh ya bak neler geliyor aklıma birde annemin arkasına saklanırdım,beni görmesin diye çok korkardım görüntüsünden.
Hala O üzümlü kurabiyelerin tadını unutamam ya şekillerini böyle verevine verevineydiler.İlk sivri ucundan ısırırdım kocaman hem de ,verevler dümdüz olurdu anında:) Oysa şimdi hatırlıyorum da aslında o gözlerinde ki ifade hüzünmüş .Çocukluk işte minicik yaşlarda ,minik beyinler de hüzün ne arar ki hüznü ne bilir ki çocuklar ?
Sonralarında biz de tanıştık hüzünlerin envai çeşidi ile:(Adam sattığı üzümlü kurabiyelerinin derdin de ben neler kuruyorum o minicik kafamda sanki kuzguni siyahi wampirmiş te çocukların kanını emmişte o kanlar fazla gelince dudaklarından dışa sarkan kanlı et parçasına dönüşmüşte mış mışta mış:)
Çocukken hayallerde müthişmiş az mı perdeler rüzgardan kıpraştıkca arkasında saklananlardan korkmuştum:)Zırrr zırrrırrrrr hah tam zamanıydı kapı çalıyor şimdiyi buldu gelen gelmek için oysa daha neler anlatacaktım anılarımla ilgili:(
Hadi az biraz sohbet yapayım gelen ile ilgili oturduk biraz sohbet derken tatlı ikram ettim.Yiyorken su almaya mutfağa gittim dönüşümde bir gördüm ki parkeler şerbetlenmiş . Kadın ne biçim taşıdın o tabağı elinle hep yerlere dökmüşsün şerbetini ahaan da parlıyorlar yerlerde:((Hem anılarımdan etti beni hem de yer silme işi çıkarttı başıma...
anılarını dinlemek çook zevkli canımm.artık kaldığın yerden yine devam edersin hatrına gelir yine.O amca da seni hatırlıyordur belki.içim burkuldu benimde şu an.şu anda nerdeyse selamlar olsun.yiyeceklerin kokusu,görüntüsü nasıl da bizi o anlara götürüyor.koku hafızası varmış.bunu bir kitaptan okumuştum.
YanıtlaSil