Bayağı eski bir tarih tam kesin hatırlamasam da önemli olan o günün şartları.Yıllar evveldi arkadaşım Kasımpaşa'dan Anadolu yakasında Bulgurlu'ya taşınmıştı eşinin işi dolayısıyla.5 Dakika ara vereceğim yazıya birden çay istedi canım.
Şu an saatte bayağı geç ama olsun önce çay demleyim içerken de anılarımı yazarım.Tamam hazırım devam kaldığım yerden :)Ne diyordum hııhh aklıma geldi.Nagehan ile yakın arkadaş olduğumuzdan yardım etmek şart yoksa ipe dizerler beni vallahi dizerler billahi dizerler Kasımpaşalı eli maşalı boşuna dememişler:)
Dedim asla ev temizlemem ,cam silmem ,toz almam .Mutfağa atın beni size günde 3 öğün yemek tatlısından tuzlusuna bir de ekstradan o da bonusu olsun yorgunluk çaylarınızı yaparım. Benim de yardımım ancak bu şekil olur kabulse geleyim.Beni hava da kaptılar bir ihtimam bir üzerime düşmeler :) Deliler halbuki severek isteyerek yapıyorum yemekleri bilmiyorlar ki :)
Neyse bunlar bir hafta içinde yerleştiler.Bir akşam baktım yoğurt yok bakkal da teeeee iki sokak aşağıda.Nagehan ( evin sahibi çocukluk arkadaşım )hadi giy kabanını da gidip yoğurt alalım dedim.Asla tek başıma gitmem .Hem bilmediğim yabancı yerler hem de öyle ıssız tenha yerler ki adamı kesseler kimselerin ruhu duymaz.Oysa bir de bugünkü Bulgurlu'ya baksanız gökdelenler,siteler bloklar dizi dizi bir hareket bir bereket.
Gittik bir sürü yol ne o alt tarafı bir kase yoğurt alacağız:) Git git bitmiyor bakkalın yolu :(Aldık dönüyoruz dedim ki gel şu apartmanın yanındaki boş arsadan gidelim yol kısalmış olur o kadar yol yürümemiş oluruz.Bu yok olmaz geçmeyelim filan dedi ben sapınca aralığa bu da saptı.Ama korkudan benim önüme geçti gidiyor,ben de ona yetişeceğim diye paldır küldür gidiyorum.
Karanlık zifiri derecesinde nereye basıyorum ne ediyorum belli değil ki .Rast gele atıyorum adımlarımı derken birden ayağımla yumuşak bir şeylere bastım.Bu ne ola ki diye ayağımı ileri geri oynatıp hareketlerimle tahmin etmeğe çalışıyorken, yerde yatan yumuşaklığın ne olduğunu birden dankk etti kafamda.
Bu olsa olsa bir cesettir diye cıyyakladım avazım çıktığı kadar imdatttt cesete bastım Nagehan koş koş ceset var burada kurtar beni diye tepin tepin tepiniyorum ben. O da ne ceseti diye ordan tepiniyor nasıl koşuyorsam yanına ayaklarım sanki hiç yere değmiyor da havada uçuyorum .
Eve girdik ama renk uçmuş bembeyaz suratlarımız un dökülmüşcesine:)) Birbirimize bakıp duruyoruz sabah hava ışısın ilk işim gidip oraya o cesete bakacam Nagehan diyorum.Bu bana ne cesedi ya ceset olsa orada dururmu kokar.Eeee yeni attılarsa oraya niye koksun ki sonradan çıkar kokusu .filan yattık uyuduk uyandık.İlk işimiz hemen o apartman boşluğuna gittik ki gördüğüm karşısında öyle çok güldümkü hala da aklıma geldikçe gülerim :)
Gördüğümüz upuzun bir yastıktı .Hani eskiden annelerimizin zamanında ki yatağı boydan boya kaplayan upuzun yastıklar vardı ya işte o yastıklardan birini sahipleri atıvermişler O boş araziye.Nerden mi aklıma geldi bu anım? Ben de bizde ki upuzun yastığı napsam diye düşünüp dururken işte bu geçmişteki anım geliverdi aklıma:)) Ama ben asla boş bir araziye atmayacağım yastığımızı :)))
hahaha vişnabım keyifle okudum gerçekten eline sağlık çok güzel dile getirmişsin.hala bizim eve o uzun yastıklardan var.sende atma ikiye böl küçük yastık yap biliğim seni seviyorum .keyifli yazılarının devamını bekliyorum..
YanıtlaSilcannııım harika bir anıymış:))) annemlerin de aynı yastıktan var hiç değiştirmediler biliyor musun:))Allah seni hep ama hep güldürsün canımın içii:)iyi pazarlar diliyorum.
SilEletim biliğim şimdi güldüğümüz güzel hoş bir anımız. Gel gör o gece ki korkumu ölsem unutamam çok yumuşaktı yastık tıpkı bir karın gibiydi:))
YanıtlaSilSanem'cim hala duruyor bizim de annemlerden kalan yastığımız ondan geldi ya aklıma bu anım :)Allah anne ve babanı bir arada sağlıkla mutlulukla başında tutsun canım benim .
YanıtlaSilAmin canımm benimm.
YanıtlaSil