Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan
kapılar.
Bu, afyon gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen
kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve
ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir
evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir
derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı
baharla.
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla.!
Önce upuzun sonra kesik saçın vardı
Tenin buğdaysı , boyun bir başak
kadardı
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu
bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin
en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen fahriye abla
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya
Bilmem şimdi hala bu ilk kocandamısın
Hala dağları karlı Erzincandamısın
Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın
Hatırada kalan
şeyler değişmez zamanda
Ne vefalı komşumuzdun sen fahriye abla
Ahmet Muhip Dranas
canımmm harika bir şiir paylaşmışsın.ben de çook severim.bir kez daha okumak çok iyi geldi.Resimde harikaaa:) bayıldım.
YanıtlaSil