07 Mayıs 2013

Dönüş..

Görele'den son yazımı da yazıp nasipse Görele defterini kapatıyorum.Dönüş hazırlıklarına başladım usul usul.Ruhum da hem sevinç hem hüzün dalgaları bir arada yaşıyor,yüreğim de adeta dans ediyorlar.Hangisi üstün derseniz ikisi de eşit oynaşıyorlar:)

Seviniyorum bundan böyle net sorunum da olmayacağından çok rahat gelip bloglarınıza ziyaretlerimi yapıp paylaşımlarınızı okuyup yorumlarımı yapabileceğim nihayet.Acısını çıkaracağım:)
Evimizin manzarası muhteşem.Akşama kadar evden günlerce çıkmasam asla canım sıkılmaz.Geldiğim de bir sürü sızlanmalarım olmuştu evin dağınıklığı tozu filan falanı yüzünden boşaymış üzülmelerim.Sağolsun kadın geldi  yaptı tertemiz çicekler gibi oldu.Benim yaptığım işler de benim canıma yetti ahh keşke sağlığım yerinde olaydı da hep işleri ben yapaydım.Kendimi fazla yormuş olmalıyım ki sol kolum bayağı ağrı,sızı yaptı günlerce.İlaçlar imdatıma yetiştiler.İçim huzur doldu.Binlerce kere dualar ettim kadına hala da etmeye devam ediyorum.Kolay değil ev de tadilat olmuş tadilat ardı temizlikler zorludur her zaman.
Çoğu kişinin tercih etmediği,nedeni ise tahminimce diğer cafelere ve çay bahçelerine göre daha bir iptidai olmasından ya da bu eski park dedikleri yer  ekseri Görele'de ki köylerden salı günleri kurulan pazara gelenlerin buluşma yeri gibidir.Köylüsü kentlisi hep burada ben de burada İstanbuldan gelmiş tanıdıklarıma rastlarım bazen.Adres çok güzel,çay bahçesi şahane ağaçların gölgesinin serinliğini hiç bir branda ya da şemsiye veremez.Burada otur,efil efil çayını iç,gazeteni oku,bulmacalarını çöz. Huzurun kolları seni sarsın sarmalasın,kalk git evine sonra:)Seviyorum çok seviyorum eski park dedikleri bu mekanı.Sezonu da açmışlar şükür çaylarını içmek nasip oldu.
Pazara köyden taze tereyağlar,peynirler,çökelekler gelmiş alıcılarını bekliyor.Hepsi doğal miss miss.Ya hakiki dut pekmezine ne demeli,Bidonlar da ki kiraz tuzlamaları sevenlerini bekliyor.
Taze otlar yöresel doğallar uzun uzun sopa gibi olanları çok merak ettim. Eşime telefon edip sordum,tarif ettim nedir dedim haşlanıp kızartılıyormuş ah adını söyledi unuttum neydi neyse zaten de itibar etmedim  sadece baktım geçtim.Maydanozları çok güzeldi.Taze soğanları ise sandım onları pırasa.Taze soğan dediğin ince narin olacak bunlar XL boyundaydılar her biri:))Enginar,bakla hiç görmedim sizler yapıp paylaştıkca canım çekti.Artık İstanbul'a döndüğüm de bol bol pişireceğim:)
Bahçelere,tarlalara ekmek için tohumlar,çekirdekler de satılmak üzere pazar da yerlerini almışlar.
Bu gördükleriniz Girebi adını ezberleyene kadar  kaç kere hep yanlış söylemiştim artık mıh gibi çakılı beynim de asla unutmam bana çok gülmüşlerdi burada yanlış söyledikçe adını:)Girebi Karadeniz yöresinde kullanılan her Karadenizlinin ekmek,su gibi elzem olan bir ihtiyacıdır. Fındık bahçelerine mutlaka girebi denilen bu alet ile giderler.Yolda hem  dalları yana çekip yol alırlar.Hem de fındık toplamak için yukarıda olan fındık dallarını aşağıya çekip rahatca dalda ki fındıkları toplarlar.Kimi de  işe yaramaz olup kuruyan dalları,çalı çırpıları da bu girebi denilen ucu eğri çok keskin olan alet girebi ile keserler.
Tahtalar tahtalar envai çeşit kepçesi,hamur tahtası,kaşığı,oklavası, merdanesi,sepetleri ile bir tahta cümbüşüydüler gördüklerim.Hepsini çok sevdim dakikalarca başında seyrettim.
Sahil boyunca geniş sakin kaldırımlar da yürümek temiz deniz havasını ciğerlere çekmek öylesine güzel ki.
Hele de yürüyüşleriniz de gün batımına denk gelip güneşin batışını izlemek emsalsiz.
Bu post bu kadar yeterli olsun desem kabul edermisiniz?Dönüş için hazırlıklarımı bitirmek zorundayım da.Bir daha postta diğer fotoğraflarımı paylaşıp acısını çıkaracağız söz veriyorum.Kalın sağlıcakla ,hepinize sevgi ve selamlarımı yolluyorum kucaklar dolusu:))
Sizler bu satırları okurken ben yolda olacağım.Nasipse bugün sizlerle İstanbul'da buluşuruz.
                                                                                                                     visnap.blogspot.com/












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder