Merhabalar baştan uyarayım sizleri bu yazım çok çok uzun oldu.Umarım bana üff demezsiniz:)
Köyümüz daha doğrusu eşimin köyü Giresun ilinin Görele ilçesinin çalış köyü.Bir de oraların yaygın adı vardır Zıva diye de geçer.
Gitmelerime yakın nihayet vakit buldum da bugün yemyeşil doğanın kucağına kendimi atıp köy yollarına revan olduk.Sabah uyandım kahvaltımı dışarı da pideyle yapayım diye indim aşağıya.Bu sefer yediğim peynirli,yumurtalıydı.Burada yağlı diyorlar.Neden acaba yağlı derler ki?Eskiden bilmezken yapyağlı bir şey sanmıştım gördüğüm de ne alaka diye de şaşırmıştım.
Siparişini verirken zaman geçmiyor gibi geliyor insana.Bir de pişirip sıcacık böyle içinde peynirleri erimiş önünüze getirmiyorlar mı yeme de yanında yat misali elinle yiyorsun tadı çıksın diye.Kenarlarından pideyi kopara koparta ortasına bana bana sıra yumurtasına geldi mi sarısına bir banıyorsun kenar dilim pideyi pide sapsarı oluyor tabii vakit geçirmeden doğru midene yolluyorsun:)Çayımı da büyük su bardağı ile içtim.
Görsel netten alıntıdır.Neden akıl edemedim kendim yediğim yağlının fotoğrafını çekmeyi bilemedim.Bildim bildim gelen yağlıya bir daldım yarısında aklıma gelince parça pinçik olmaz deyip vaz geçtim:)
Oradan doğru eski parka orta şekerli bol köpüklü Türk kahvemi içip beni köye götürecek arabayı beklemeye.Otururken aldığım gazeteyi okudum,bulmacasını çözdüm.Çok severim bulmaca çözmeyi.Şu nete takıldığımdan beri bulmacalarımı da rafa kaldırmıştım.Özlemişim nasıl iyi geldi.
Telefonum kilitlenmişti burada güvenipte göstermek istemedim telefonculara daha beter yaparlar diye.Telefondan da nete giremiyorum üfflüyorum her seferin de tam zamanını buldu kilitlenmek için deyip söyleniyorum.Kendim de cesaret edemiyorum ki karıştırıp elleyim belki olur diye.
Hah işte böyle oturur iken uydum cesaretime bir iki yerini kurcaladım aaa inanmıyorum safariyi açtım.Hemen nete girdim.E-maillerime baktım,sağolsun sevdiklerim beni yalnız bırakmamışlar her zaman ki gibi:)
Neyse geldi araba ve düştük köy yollarına Allah'ım yemyeşil bitki örtülerinin arasından giderken arabanın camlarını da açtım nasıl güzel nasıl temiz bir hava camdan içeri dolan hafif esinti ile yüzüme çarpıyor böyle mest oldum.Hah şimdi Görele'ye geldiğimi hissettim diye içimden geçiriyorum.Dayanamayıp hislerimi yüksek sesle arabadakilerle de paylaştım.
Ahh arkada yanımda oturan Burhan amcam da şu çenesini bir tutaydı vır vır konuş konuş beni meşgul edip duruyor,şivesinden dolayı yarı anlıyor yarı anlamıyorum dediklerini iyice sıkıntılı oluyor bu sefer,ya ben etrafımda ki güzelliklere bakmak istiyorum beni meşgul etmesene diye içimden söyleniyorum.Arada ağzından tükürükler saçılıyor.İlkin irkiliyorum sonrası boş veriyorum eve gittiğim de üstümü başımı değişirim diye böyle bir olumluyum bir pozitifim,köyün havasından mıdır nedir bilmem artık durum bu:)
Köye vardık ilkin eşimin büyüklerinin kabirlerini ziyaret ettik dualarımızı yaptık.Rabbim kabir rahatlığı versin,mekanları cennet olsun cümle ölmüşlerimizin.Orada bu aşağıda ki sevimli inek karşıma çıktı adeta bana sen kimsin her kimsen köye hoş geldin bakışları ile uzun uzun süzdü beni ben de onu .O an da fotoğrafını çekmek aklıma geldi ölümsüzleşti bu kare ile sevimli inek:)Belki de seneye geldiğimde inek çoktan tencereye girip bitmiş olur:)
Aşağıda gördüğünüz bu eski köy evi geçen seneye kadar kullanılıyordu ve ben bu evi çok seviyordum.Maalesef yağan yağmurlarla oluşan heyelan sonucu ev aşağılara doğru kayma yapınca içinde oturanlar da evi boşaltmak zorunda kaldılar.
Hemen alt tarafına yeni beton ev yaptılar.Ben yeni yapılan beton evleri sevmesem de her geçen gün eski köy evleri yerlerini maalesef yeni beton evlere bırakıyorlar.Buraya kadar deyip ömürlerini tamamlamanın verdiği bir mağrurlukla yavaş yavaş göçüyorlar yerlerinden yurtlarından beraberlerinde içlerinde yaşanmışlıkları bütün hatıraları da sürüklüyorlar.
Öğlen yemeğimizin fotoğrafını çekeyim istedim nedense bana bir çekinme geldi belki evin sahibi istemez mütevazi sofrasının görüntülenmesini diye teklifte edemedim ama çok isterdim o yer sofrasının fotoğrafını çekeyim.Yer sofralarını severim arada özlerim böyle anlarda da tadını doyasıya çıkartırım.
Kocaman bir sini sininin için de koca bir tabakta bahçeden koparılmış doğal mı doğal bezelye döndermesi(mısır unlu tereyağlı)Kuru fasulye,pilav ve bir Karadenizlinin evin de ,mutfağında olmazsa olmazı pancar (kara lahana) çorbası.Ev yapımı yoğurt ve de yoğurttan yapılma saf ayran.Ekmek bir mısır ekmeği bir de tam buğday unundan yapılma buğday ekmeği hepsi ev yapımı.Nasıl doğal nasıl güzel lezzetler.Acaba ki muhakkak kuzine sobanın üzerinde pişirilmelerin de büyük etkisi var doğallığı zaten en başta geliyor.Üzerine de demini alan çaylarımızı kapının önünde içtik.
Çaylarımızı içerken işte tam bu sırada aşağıda ki yılanı gördük kıvrıla kıvrıla geliyordu.Akıbeti fena oldu ben fotoğrafını çektiğim de yaşıyordu sonrası öldü öldürdüler.Kör yılan sandım değilmiş.Yavru ama büyüdüğün de insana saldıran tür bu yılan dediler,yine de üzüldüm.Iyyy içim fena oldu fotoğrafına bakarken bile şu an ürperdim birden:)Gerçekten soğuk hayvan yılanlar.
Her güzellikler gibi bugün yaşadığım köyün güzelliğine de veda edip aşağıya inme zamanı geldi.Daha doyamadım ki ben köylere.Kısmetse bir daha gelişimde bahçelerde ektikleri taze fasulyeler,domatesler,biberler yetişmiş büyümüş olacaklar ve ben onları yiyeceğim doğanın içinde tadına vara vara:)Dönüşümüz de insanlara rastladık.Köyde yaşam olsun, iş olsun gerçekten çok zorlu.Rabbim hepsine kolaylıklar versin.
Dönerken arabanın içinde habire fotoğraflar çekiyorum.Tam o sıra köy çeşmesinin önünden geçerken anılar gözümde canlanıyor ahh o çeşmeden su içerken telefonu düşürmüştüm ekranın camı kırılmıştı .Nasıl üzülmüştüm:)Ne kadar boş üzülmeler aslında ama o an öyle düşünmüyor insan:)Bakın tavukların fotoğrafını eklemeyi unuttum artık bir başka zamana kalsın onlar da:)Nasıl manzara,doğa çok güzel değil mi?Burada devamlı yaşarmısın derseniz pek sanmam ama arada sık sık gelip bir kaç gün kalmayı çok isterim.
Ve inek bu sefer yerden kafasını kaldırıpta beni uğurlamıyor bile.Karnını doyurmakla meşgul.Yenecek onca lezzetli otlar varken beni ne selamlasın ki sarı inek:)
Bu post çok uzun bayağı uzun oldu umarım okurken sıkılmadınız.Haydi ben gittim hepinize kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder